Modern arabaların birçok modeli yağmur sensörleriyle donatılmıştır. Ne olduğunu? Ne için ihtiyaç duyuyorlar? Bu gerekli bir şey mi yoksa sadece başka bir pazarlama hilesi mi? Hadi çözelim.
Bu neden gerekli?
Kötü hava koşulları, sürüş konforu, sürücü sağlığı ve araç bütünlüğü için doğrudan bir tehdittir. Buz, sulu kar ve kar ilgili hizmetlerin endişeleri ise, o zaman mal sahibinin ön camın kirliliği ile mümkün olan en kısa sürede ilgilenmesi gerekir. Önceden, sürücünün ek işlemler yapması gerekiyordu.
Temizleme fırçalarını açıp kapatmak için geçen saniyeler içinde her şey olabilir. Ayrıca, kişi bardağı dolduran suya yeterince hızlı tepki veremeyecektir. Diğer bir şey ise bu görevi sizin için yapacak olan bir yağmur sensörü. Otomatik sistem, camdaki damlaların varlığını algılayacak ve kirlilik derecesine bağlı olarak istenen temizleme modunu başlatacaktır. Nasıl çalıştığına daha yakından bakalım.
Yağmur sensörü nasıl çalışır?
Ne olduğuna daha yakından bakalım. Yağmur sensörü iki LED'den oluşur: yayan ve alan. Biri kızılötesi ışınlar yayar ve diğeri (sensör) kırılmalarını yakalar. Esas, baz, temelçalışma, temiz ve kirli camın karşılaştırılması ilkesine dayanmaktadır. Bunun anlamı ne? Yani temiz ve kirli cam üzerindeki ışınların kırılma indisleri elektronik cihazın hafızasına yüklenir. Camın ıslak olduğu algılanırsa temizleme sistemi başlar. Nasıl oluyor? Yağış miktarına bağlı olarak uygun bir temizleme yoğunluğu seçilir. Modern otomobillerde 7'ye kadar farklı mod olabilir. Cam temizlendiğinde silecekler otomatik olarak kapanacaktır.
Cihaz
Yağmur sensörü bir kabloyla bağlanan iki parçadan oluşur:
- Aktüatöre komutlar veren kontrol ünitesi. Kızılötesi LED'lerin bulunduğu yer burasıdır. Sürücünün görüşünü engellemeyecek şekilde ön camın içine yerleştirilmelidir. Aynı zamanda, silecek alanında olmalıdır. Genellikle dikiz aynasının arkasına takılır.
- Temizleme sistemini açıp kapatan ve ayrıca sensörü voltaj dalgalanmalarından ve iletilen parazitlerden koruyan röle bloğu. Şebekeye bağlanmak için uygun bir yere kurulur.
Tüm cihaz fazla yer kaplamaz ve kabine kompakt bir şekilde yerleştirilmiştir.
Artıları ve eksileri
Yağmur sensörünün avantajları:
- Sürücülerin silecekleri açıp kapatmak için gözlerini yoldan ayırmasına gerek yok.
- Cam kirlenmesine hızlı yanıt.
- Yağmur sensörleri 2000'li yıllardan beri üretildi ve bunca zamansadece orta sınıf ve üzeri arabalar sattılar. Artık yağmur sensörü pahalı arabaların ayrıcalığı olmaktan çıktı. Bütçe modellerine de kurulabilir.
- Yağmur sensörlü bir ön camın renklendirilemeyeceğine inanılıyor. Ancak bu soruna bir çözüm buldular: üreticiler, yağmur sensörü için bir deliğe sahip renk tonu filmleri yapıyorlar. Ve genel olarak, ön cam renklendirmesi iyi bir fikir değil.
- Yağmur sensörünün geceleri çalışmayacağına dair yaygın bir yanılgı vardır. Bu doğru değil. Kızılötesi ışınlar için günün saati ve sokaktaki aydınlatma derecesi önemli değildir.
Her cihaz gibi, yağmur sensörünün de dezavantajları vardır:
- Ön cam sağlam olmalı ve deforme olmamalıdır. Aksi takdirde sensör çalışmayacaktır.
- Camdaki kar tanelerini eriyene kadar tanımaz.
- Çok hassas. Sensör, rastgele bir su damlası ile tetiklenebilir.
- Sileceklerin bulunduğu alana su girmezse sensör çalışmayacaktır.
- Yalnızca silecekler çalışıyor, yıkama sistemi çalışmıyor. Cama kir bulaşırsa, sadece bulaşır.
Bu makalede benzersiz bir cihazın artıları ve eksileri anlatılmaktadır. Yağmur sensörünün sadece bir pazarlama hilesi değil, gerçekten faydalı bir şey olduğunun doğru olup olmadığına karar vermek size kalmış.